Hizmetlerim

Astım Alerjik Hastalıklar

Nefesinizin Kontrolünü Geri Alın – Astım ve Alerjide Doğru Yaklaşım Hayat Kurtarır

GEBELİK VE ASTIM…

Astım, nöbetler halinde gelen, göğüste bası-sıkışma hissi, nefes darlığı, hırıltılı solunum ve öksürük şikâyetleriyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Gün içinde veya mevsimsel değişiklikler gösterebilir. Bazen allerjik nezle belirtileri (burun tıkanıklığı, burun akıntı, hapşırık) astıma eşlik edebilir. Gebelerin %1-4′ünde astım görülmektedir.
Gebeliğin astım üzerindeki etkileri nedir?

Astım gebelik döneminde değişken bir seyir izler. Genel olarak hastaların 1/3’ünde hastalığın seyrinde düzelme, 1/3’ünde kötüleşme saptanırken geri kalan üçte birlik kısımda herhangi bir değişiklik gözlenmez. Hastalık genelde gebeliğin son dönemlerinde düzelme eğilimi gösterir ve akut atakların sıklığı azalır. Bunun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte progesteron hormonundaki değişimlerin neden olduğu düşünülmektedir. Akut ataklar en sık gebeliğin 24. haftası civarında görülür.

Genel olarak astım eğer hamilelikten önce kötü ve şiddetli ise hamilelik sırasında daha da şiddetlenebileceği öngörülebilir. İkinci ya da daha sonraki hamileliklerini yaşayanlarda ise ilk hamilelikte ortaya çıkan değişikliklere benzer değişimler beklenmelidir.

Gebelikte astımı artıran nedenler nelerdir?

-Progesteron hormonunun artışı
-İmmün yanıtta baskılanma
-İnfeksiyonlar
-Alerjik hastalıklar
-Reflü gebelikte astımı arttıran en sık nedenler olarak sayılabilir.
Astımlı bir kadın çocuk sahibi olmaya karar verirse ….

Astım hastası bir kadın anne olmaya karar verdikten sonra bir göğüs hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirilmeli ve solunum fonksiyon testleri gebelik oluşmadan önce normal düzeye getirilmelidir. Gebelik süresince hem astım hem gebelik ilgili uzman doktorlar tarafından takip edilmelidir. Astım atakları uygun şekilde, zamanında tedavi edilmelidir ; çünkü anne rahminde bebeğin büyüyebilmek için oksijene ihtiyacı vardır. Gebelik süresince doğru tedavi uygulanırsa astım anne ve bebek sağlığını olumsuz etkilemez. Ancak hekimin belirleyeceği ilaçlar kullanılmaz ve düzenli kontrollere gidilmezse ayrıca sigara gibi astımı kötüleştiren faktörlerden uzak kalınmazsa olumsuz durumlarla karşı karşıya kalınabilir.

Astımın gebe kadın ve bebeği üzerindeki etkileri değişkendir. İyi kontrol edilen bir astım varlığında hem anne adayı hem de bebekte sorun çıkma olasılığı oldukça düşüktür. Öte yandan iyi kontrol edilmeyen kişilerde ortaya çıkan istenmeyen etkilerin altında yatan temel sebep yan etkilerinden çekinerek yetersiz ilaç kullanılmasıdır. Bu oldukça yanlış bir yaklaşımdır, çünkü göğüs hastalıkları uzmanı tarafından itinayla seçilerek önerilen astım ilaçları gebelikte güvenli olarak kabul edilen ilaçlardır.

Gebe kalmayı planlayan bir kadında ASTIM önceden kontrol altına alınmalıdır. İyi kontrol edilemeyen astım anne adayında bulantı ve kusmada artışa , vajinal kanama sıklığında artışa ,gebeliğe bağlı hipertansiyon görülme riskinde artışa ve anne ölümlerinde artışa neden olabilir.

Bebeklerde ise, erken doğum, büyüme geriliği, düşük doğum ağırlığı, kronik hipoksi (oksijen yetersizliği) anne karnında ölüme neden olabilmektedir.

Tedavi

Gebelerde astım tedavisinin amacı, hipoksi yani oksijen azlığına neden olan atakların önlenmesi ve ideal solunum fonksiyonunun sağlanarak bebeğin gelişimi üzerindeki olumsuz etkilerin engellenmesidir.

Gebelikte astım kontrolü için ilaçlar, göğüs hastalıkları ve kadın doğum uzmanın kontrolü ve önerisiyle korkmadan kullanılmalıdır. Korkulması gereken , kontrol edilemeyen astımın neden olduğu bebekteki zararlı etkilerdir.

Astımlı bir hamilelinin tedavisi hamile olmayanlardan çok farklı değildir ve genelde aynı tür ilaçlar kullanılır. Astım tedavisinde kullanılan ilaçların gebelik ve bebek üzerinde zararlı etkileri gösterilmemiştir ve bu nedenle güvenli olarak kabul edilirler.

Astım tedavisinde amaç en iyi solunum fonksiyonuna ulaşarak ataksız bir dönem sağlamaktır. Tedavide genel prensipler ise mümkün olan en az sayıdaki ilacın kullanılması, optimal solunum fonksiyonunun sağlanması, havayolu iritanlarından kaçınılması, astımı alevlendiren üst solunum yolu enfeksiyonları, sinüzit ve reflünün tedavi edilmesidir. Astım ataklarını tetikleyen ev tozu, küf, mantar, evcil hayvanlar, sigara dumanı, kirli hava, kokular, yiyecek katkı maddeleri gibi alerjenlerden kaçınmak ilaç gereksinimini en alt düzeye indirecektir.

Tedavide en önemli faktör hasta eğitimi ve bilinçlendirmedir. Öte yandan hastalığın ve gebeliğin solunum sisteminde neden olduğu değişimler sık aralıklarla yapılacak olan solunum fonksiyon testleri ile değerlendirilmeli, hastaya göre tedavi dozu ve şeması belirlenmelidir.İlgili takip eden hekime haber vermeden ilaç dozlarını değiştirmek olumsuz etkilerin ortaya çıkma riskini arttıracaktır.

Yapılan araştırmalar astımlı annelerden dünyaya gelen bebeklerin %20’sinde bu hastalığın görüldüğünü ortaya koymaktadır. Babasında da astım olan bebeklerin %75’inde ileride astım gelişir. Bu oran genel popülasyonda görülen oranın çok üzerindedir. Ancak anne sütü ile besleme, alerjen faktörlerden kaçınma, bebeğin bulunduğu ortamda sigara içmeme gibi basit önlemler bu oranların azaltılmasında yardımcı olabilmektedir.

Astımlı hastalarda doğum şekli nasıl olmalıdır?

Kontrol altındaki astımlı gebelerde normal gebelerden farklı bir yaklaşım gerekmez. Doğum sırasında daha önce kullanılan ilaçlara devam edilir. Stres, astımı tetikliyorsa rahatlatıcı ilaçlar uygulanabilir. Sezaryen yapılacaksa bölgesel anestezi tercih edilmelidir.

Emziren anneler astım ilaçlarını kullanabilir mi?

Emziren anneler astım ilaçlarını güvenle kullanabilir.

Astım Nedir?

Astım, akciğerlerdeki hava yollarının iltihaplanması ve daralması sonucu ortaya çıkan, tekrarlayan nefes darlığı, öksürük, hırıltı ve göğüste sıkışma hissiyle karakterize kronik bir solunum yolu hastalığıdır.
Bu semptomlar genellikle tetikleyici faktörlerle aniden artar ve bazen tıbbi müdahale gerektirecek düzeye ulaşabilir.

Astım hastalarının büyük çoğunluğunda aynı zamanda alerjik bir zemin mevcuttur. Bu nedenle astım ve alerjik hastalıklar birlikte değerlendirilmelidir.


Astım ile Alerji Arasındaki Bağlantı

Alerjenlere karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi, hava yollarında hassasiyet oluşturabilir. Bu da astımın temelini oluşturur. En sık karşılaşılan tetikleyici alerjenler:

  • Ev tozu akarları

  • Polenler (mevsimsel alerjiler)

  • Hayvan tüyü

  • Küf mantarları

  • Gıda alerjenleri

  • Kimyasal kokular, sigara dumanı

Bu alerjenlere maruz kalındığında hava yolları daralır, mukus üretimi artar ve astım semptomları tetiklenir.


Belirtiler Nelerdir?

Astım ve alerjik hastalıklar aşağıdaki belirtilerle kendini gösterebilir:

  • Nefes darlığı (özellikle gece veya sabaha karşı)

  • Hırıltılı solunum

  • Göğüste baskı veya sıkışma hissi

  • Kuru öksürük (özellikle soğuk hava ya da egzersiz sonrası)

  • Mevsimsel burun tıkanıklığı, hapşırık, gözlerde kaşıntı

  • Alerjen maruziyeti sonrası başlayan şikayetler

Bu belirtiler genellikle dönemsel olabilir; ancak kontrol altına alınmazsa kalıcı akciğer fonksiyon kayıplarına neden olabilir.


Tanı Süreci

Tanı, hastanın şikayet öyküsü ve tetikleyicilere karşı verdiği tepkiler dikkate alınarak başlar. Sonrasında:

  • Solunum fonksiyon testleri (spirometri)

  • Alerji testleri (cilt prick testi, spesifik IgE testleri)

  • Gerekirse provokasyon testleri

  • Akciğer grafisi ve diğer görüntülemeler
    kullanılarak tanı netleştirilir.


Astım ve Alerjik Hastalıkların Tedavisi

Tedavide amaç, hava yollarındaki iltihabı baskılamak, semptomları azaltmak ve hastalığı kontrol altında tutmaktır.

1. İlaç Tedavisi

  • Kortikosteroid içeren solunum spreyleri (antiinflamatuar)

  • Bronkodilatörler (hava yollarını genişleten ilaçlar)

  • Lökotrien antagonistleri

  • Antihistaminikler (alerjik rinit ve cilt belirtileri için)

  • Gerekirse sistemik kortizon (kriz dönemlerinde)

2. Alerjenlerden Korunma

  • Ev ortamının tozdan arındırılması

  • Polen yoğunluğunda dışarı çıkmaktan kaçınma

  • Evcil hayvanlara dikkat

  • Sigara dumanından uzak durma

  • Kimyasal kokulara karşı önlem alma

3. İmmünoterapi (Alerji Aşısı)

Özellikle alerjenlere karşı vücut duyarlılığını azaltmak için uygulanan uzun süreli ve etkili bir tedavi yöntemidir. Belirli alerjenlere karşı uygulandığında, alerjik semptomlarda ciddi azalma sağlanabilir.


Kriz Yönetimi ve Eğitim

Astım hastalarında zaman zaman astım atağı (krizi) gelişebilir. Bu nedenle:

  • İnhaler kullanımı konusunda doğru eğitim

  • Kriz planı oluşturulması

  • Rutin takip randevularının ihmal edilmemesi

  • Egzersiz, uyku ve stres yönetimi hakkında hasta bilgilendirilmesi büyük önem taşır.


Yaşam Kalitesini Artırmak Mümkün

Astım ve alerjik hastalıklar yaşam boyu devam edebilecek kronik sorunlardır. Ancak doğru tanı, uygun tedavi ve düzenli takip ile şikayetler kontrol altına alınabilir ve hasta konforlu bir yaşam sürebilir.

Soluk alıp verirken zorlanıyorsanız, sık sık alerji atakları yaşıyorsanız ya da ilaçlarınız yeterince fayda etmiyorsa profesyonel bir değerlendirme için geç kalmayın.